İtirazın İptali Davasında Dava Dilekçesinin Asile Tebliği Üzerine İçtihadı Birleştirme Kararı

2022/1 Esas 2022/3 Karar no’lu ve 03.06.2022 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararı 26 Kasım 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Bu karar ile icra takibine maruz kalan borçlunun, vekili aracılığıyla icra takibine itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla (yani icra dosyası borçlusuna) tebliğ edilmesi gerektiği karar altına alınmıştır.

Genel Kurul yaptığı incelemenin talebi olarak «Alacaklı tarafından icra takibi yapılması durumunda, yasal süresi içerisinde borçlunun vekili aracılığı ile icra dairesi nezdinde ödeme emrine itiraz etmesi durumunda, alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali davasının dava dilekçesinin, icra dosyasında ödeme emrine itiraz eden borçlunun vekiline mi yoksa borçlu asıla mı gönderilmesi gerektiği konusundaki kararlar arasında farklılıklar bulunduğundan içtihat aykırılığının giderilmesi» olduğunu belirtmiştir.

Kararda, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz eden takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağladığı ifade edilmiş ve bu davanın İİK ve HMK maddeleri uyarınca normal bir hukuk davası gibi açılacağı ifade edilmiştir.

Bu kapsamda da HMK 122 ve 317. maddelerinde dava dilekçesinin mahkeme tarafından «davalıya veya varsa vekiline» ifadesi yerine «davalıya» tebliğ edileceği hükmedildiği için de dava dilekçelerinin vekile tebliğ edilmesinin kanunlara aykırılık teşkil ettiği karar altına alınmıştır.

Yapılan inceleme ve görüş değerlendirmesi neticesinde de Yargıtay tarafından itirazın iptali davasının genel hükümlere göre açılan ve sonuçlandırılan bir dava olması ve takip hukukuna ilişkin bir itiraz veya şikayet olmaması itibariyle HMK’nin emredici hükümleri doğrultusunda dava dilekçesinin, icra dosyasında müvekkili borçlu adına itiraz eden vekile değil, asıla tebliğ edilmesi gerektiği hükmüne varılmıştır.